Bir akşamüstü, Nick, yeni taşındığı şehirdeki alışveriş merkezini gezmek için dışarı çıktı. Amacı sadece birkaç işini halletmekti, ancak mağazaların rengarenk vitrinlerinde kaybolduğunu fark etti.

Alışveriş merkezinin koridorlarında dolaşırken, bir iç giyim mağazasının önünden geçti. Mağazada sergilenen renkler ve desenler dikkati çekiciydi, adeta göz alıyordu. Nick, başka bir mağazadan içeriye girdi ve bir şeyler satın aldıktan sonra mağazadan ayrılırken uvey ablası Sarah ile karşılaştı.

Sarah neşeli bir yüz ifadesiyle mağazadan çıkıyordu. İkisi de tesadüfî karşılaşmalarına gülümseyerek cevap verdi. Nick, "Görünüşe göre güzel bir şeyler bulmuşsun," dediğinde Sarah, "Evet, bazı hoş parçalar buldum," diye yanıtladı. Nick, Sarah’nın her zamanki şıklığını her zaman takdir etmişti. Sarah, yeni bir iç giyim seti aldığı için oldukça heyecanlıydı.

Eve dönüş yolunda ikisi de harika bir gün geçirdikleri konusunda hemfikirdi. Nick, Sarah’nın alışveriş keşfi hakkında daha fazla şey duymak istemişti, ve Sarah da onu başka bir alışveriş gezisinde birlikte keşfetmeye davet etti.

Nick eve döndüğünde, Sarah’nın şıklığının, onu ne kadar motive ettiğini düşündü. Herkes için ilham kaynağı olabilecek böyle bir stil havasını, yaşamın her alanına yaymak istiyordu. Herkesin bir şekilde birinden ilham alabileceği ve bu ilhamla özgüvenini tazeleyebileceği, Nick’in artık daha iyi anladığı bir konu haline gelmişti.