Yağmur, doğanın sesiyle huzur bulan bir genç kadındı. Her sabah erkenden kalkar, parka yürüyüşe gider ve temiz havanın tadını çıkarırdı. Doğa ile iç içe olduğu bu anlar, onun günlük yaşamına güç ve enerji verirdi.
Bir gün, parkın en sessiz köşesinde otururken, yanına küçük bir çocuk geldi. Çocuk, elindeki öykü kitabını Yağmur'a uzatarak, 'Bunu bana okur musun?' diye sordu. Yağmur, çocuğun masum isteğinden etkilenerek gülümser ve kitabı okumaya başlar.
Öykü, çocuklar için yazılmış keyifli bir masaldır ve kahramanlarımız fantastik bir dünyada birbirinden ilginç maceralar yaşar. Yağmur'un sesi, parkın huzuruyla birleşince, etraflarına toplanan kuşlar bile bu hikayeye kulak verir.
Hikâyenin sonunda, çocuk gözlerinde oluşan mutluluğu saklamadan teşekkür eder ve küçük adımlarla uzaklaşırken Yağmur, etrafında oluşan bu güzel atmosferin keyfini sürer. Bu an, ona hayatın aslında küçük şeylerle ne kadar değerli ve anlamlı olduğunu hatırlatır.
Yağmur, her gün bu güzel anılarla dolu parka gelir ve hayatı için her yeni günün ayrı bir hikaye olduğunu anımsar. Herkesin birbiriyle paylaşabileceği güzel hikayeleri olduğuna inanır ve bu hikayeleri çoğaltmak için elinden geleni yapar.