Serap, uzun süredir çalıştığı aile için her zaman elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordu. Evin işleri bitip de herkesin yorgun argın dinlendiği akşamlarda, o yine de bir şeyler yapmak için hazırdı. Bu akşam Serap, kahve hazırlığına girişti.
Ev sahipleri, Serap'ın emeklerinden her zaman memnundu ve ona karşı her zaman nazik davranırlardı. Özellikle evin hanımı, Serap'ı bir aile üyesi gibi görüyordu. Serap, işlerini bitirdikten sonra ev halkının yanına oturup biraz sohbet etmeye karar verdi. Konuşmalar günün olaylarından, okunan kitaplardan ve seyredilen filmlerden açıldı.
Evin beyi Kerem, Serap’ın edebiyat ilgisini fark ederek ona kendi favori kitaplarından birini önerdi. Serap, kitabı alıp okumaya başladığında, Kerem'in seçiminin ne kadar yerinde olduğuna şaşırdı. Kitaptaki karakterlerin derinliği ve hikayenin sürükleyiciliği onu hemen içine çekmişti.
O akşam oturma odasında sıcak bir atmosfer vardı. Serap, Kerem ve hanımefendiyle birlikte kitap ve hayat üzerine güzel bir sohbet gerçekleştirdiler. Serap, bu sohbetin kendisine ne kadar huzur verdiğini düşündü.
Böyle akşamlar, Serap için işin yorgunluğunu unutturur, ona ne kadar sevildiğini ve sayıldığını hatırlatırdı.