Yaz akşamlarının hafif esintisi, Ayşe'nin penceresinden içeri süzülürken odasına huzur veriyordu. Şehirdeki günlük koşturmanın ardından, yalnızca sakin bir akşam geçirmek istiyordu. Kitaplarının arasında kaybolmuşken kapı çaldı. Eski bir arkadaşı olan Emre, şehirde olduğunu ve onu görmek için uğramak istediğini söylemişti.
Emre içeri girer girmez, aralarındaki dostane bağ hemen kendini hatırlattı. Ayşe, misafirine limonata ikram ederken, aralarındaki sohbet çocukluk anılarına kadar uzanmıştı. Anılar tazeledikçe ikisinin de yüzünde tebessümler oluşuyordu. O akşam, konusuzca akan bir sohbetin ne kadar rahatlatıcı olabileceğini hissettiler.
Ayşe ve Emre, balkonun serin akşamında yıldızları izlerken, gelecekteki hayallerinden, kariyer hedeflerinden ve pişmanlıklarından konuşmaya başladılar. İkisinin de hayatında yeni bir sayfa açma isteği vardı. Bu ortak hedef, onları daha da yakınlaştırdı.
Gece ilerlerken, vedalaşma zamanı geldiğinde, Ayşe sıcak bir gülümsemeyle Emre'ye iyi geceler diledi. Emre kapıdan çıkarken, ikisi de böylesine dostça bir akşamın ne kadar değerli olduğunu düşündü. Birlikte geçirdikleri zaman, samimi bir dostluğun ve açık bir iletişimin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı.