Kyla ve Suzin, uzun zamandır bekledikleri hafta sonu tatili için şehir dışındaki o sakin ve huzurlu bağ evine gitmeye karar vermişlerdi. Gün boyu doğa yürüyüşleri yapıp, bahçedeki taze meyveleri toplamak ikisine de iyi gelmişti. Akşamüstü, gün batımını izlerken bağ evinin terasında oturup dolunayın yavaşça yükselişini izlerken, Kyla yerel bir şarap açtı ve Suzin'le bu anın tadını çıkarmaya başladılar.

Şarap, yorgunluklarını hafifletmiş, güler yüzlerini ve neşeli konuşmalarını daha da belirginleştirmişti. Kyla, Suzin'e bağ evinin tarihçesinden, buranın geçmişte nasıl özel anılara ev sahipliği yaptığından bahsetti. Suzin, Kyla'nın anlattıklarını ilgiyle dinlerken, açık gökyüzünün altında huzurlu anların keyfini sürdüler. Şarabın etkisiyle iyice rahatladıkları bir anda, müzik açarak hafifçe dans etmeye başladılar.

Dans esnasında, ikisinin de yorgunlukları tamamen geçmiş, anın tadını çıkarmanın verdiği keyif yüzlerine yansımıştı. Bu unutulmaz gece, dostluklarının ve aralarındaki güçlü bağın ne denli değerli olduğunu bir kez daha ortaya koymuştu. Geceye veda ederken, ileride daha pek çok anı biriktirebilmenin hayalini kurarak uykuya daldılar.