Güneş doğarken tarlada serin bir sabah havası vardı. Neslihan, yeni günün getirdiği enerjiyi hissederek erkenden kalktı. Tarlaların arasında yürüyüş yapmayı her zaman severdi ve bu sabah da farklı değildi. Ufuk çizgisinin ardında beliren ilk ışıklar tarlalara vurduğunda, doğanın sakin güzelliği Neslihan'ı her zamanki gibi etkiledi.
Neslihan, tarlanın ortasında durup derin bir nefes aldı. Güneşin ışınları, gözlerini kamaştırırken, yeşil bitkilerin arasından geçen hafif bir rüzgar, ona huzur veriyordu. Doğa ile iç içe geçen zamanlarda kendini her daim yenilenmiş hissederdi.
Tam o sırada komşusu Mehmet’i uzakta, başka bir tarlada çalışırken gördü. Mehmet her zaman Neslihan'a yardıma hazır, nazik bir komşu olmuştu. Birlikte birçok anı paylaşmışlardı, ama bu an Neslihan için farklıydı. Arkadaşça bir selamlaştıktan sonra, tarlalarda çalışmanın ne kadar yorucu ama bir o kadar da tatmin edici olduğu üzerine derin bir sohbete daldılar.
Bu kısa ama tatlı karşılaşma, Neslihan’a hayatın basit güzelliklerinin ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Tarlada geçirilen bu sabah, ona doğaya olan bağlılığını yeniden hissettirdi ve günün geri kalanı için ihtiyaç duyduğu enerjiyi verdi.