Kayla Suzin, uzun zamandır yazarlık yeteneklerini geliştirmek istiyordu. Bir akşam, sakin bir kafede oturmuş kahvesini yudumlarken aklına yeni bir hikaye fikri geldi. Bu hikaye, vahşi batıda geçen bir macerayı anlatacaktı. Esas karakter, cesur ve kararlı bir kadın olan Kayla, yeni yerler keşfetmeyi seviyordu. Atına atlayarak yeni maceralara yelken açan Kayla, bu sefer eski bir kasabaya vardı. Kasaba, kendi hikayesiyle dolu tuhaf karakterlerle doluydu.
Kasaba merkezindeki bir salon, Kayla'nın dikkatini çekmişti. İçeri girdiğinde herkes müziğin ritmiyle dans ediyordu. Kalabalık arasında gözüne çarpan bir çift, hayat dolu enerjileriyle dans pistinin ortasında dönüyordu. Kayla, bu atmosferden ilham alarak hikayesini geliştirmeye başladı.
Kasabanın kıdemli sakinlerinden biri, Kayla'ya kasabanın eski tarihi hakkında birçok hikaye anlattı. Bu bilgileri hikayesine katan Kayla, ışığın altında oturmuş defterine notlar alıyordu. Kasabanın vahşi batı atmosferi, Kayla'nın hikayesini daha da zenginleştiriyordu.
Kayla'nın yaratıcılığı, kasabanın büyüleyici geçmişiyle birleşmişti. Yazdığı hikaye, hem kasaba sakinleri hem de dışardan gelen ziyaretçilerin ilgisini çekecek kadar güçlü olmuştu.