Ahmet ve Elif, yaz akşamlarının tadını çıkararak serin bir akşamüstü balkonda oturuyorlardı. Günden güne yoğunlaşan iş temposundan uzaklaşıp, huzurlu bir şekilde birbirlerine vakit ayırmayı ihmal etmiyorlardı. Elif, Ahmet'in yüzüne tatlı bir gülümsemeyle bakarak, 'Bu yaz akşamlarının en sevdiğim yanı, seninle böyle sakin bir şekilde zaman geçirebilmemiz,' dedi.
Ahmet, karşılıklı çaylarından bir yudum alarak, 'Evet, bu anlar gerçekten değerli,' diye karşılık verdi. Gökyüzündeki yıldızlar, karanlıkla birlikte daha da belirgin hale geliyordu. Onların altında böyle sessiz ve huzurlu bir ortamda oturmak, ikisinin de günün stresini atmalarına yardımcı oluyordu.
Elif, bir an duraksayarak gökyüzüne baktı ve Ahmet'e döndü: 'Seninle hayatın bu güzel anlarının keyfini çıkarmayı seviyorum. Sanki bu balkon, kendi küçük dünyamız.' Ahmet, Elif'i onaylayarak güldü ve elini onun eline uzattı.
O gece, yıldızları seyrederek yaptıkları uzun sohbet, aralarındaki bağı güçlendirdi. Gece ilerledikçe, yavaşça içeri geçtiler ve birlikte bir film izlemeye karar verdiler. Ahmet ve Elif için önemli olan, birbirlerinin yanında olmak ve ortak anı biriktirmekti.