Adaa, her sabah olduğu gibi güne enerjik bir başlangıç yaparak mutfağa doğru ilerledi. Kahvesini yudumlarken, yazmakta olduğu blogu için yeni fikirler düşünüyordu. Hayal gücü geniş olan Adaa, her zaman ilhamını çevresindeki basit anlardan alırdı.
O gün, takipçileriyle paylaşmak için sıcacık bir tarif ve küçük bir hikaye yazmaya karar verdi. Blogundaki takipçiler, onu sıradışı tarifleri ve samimi hikaye anlatımı için takip ediyordu. Adaa, yazılarıyla okurlarını günlük hayatın güzelliklerine yönlendiriyordu.
Adaa’nın sabahları kendisine ayırdığı bu kısa zaman dilimleri, onun için her şey demekti. Yazılarını yazarken, bir yandan da yeni tarifler denemek ona büyük bir keyif veriyordu. O gün için seçtiği tarif, tarçınlı bir kurabiye tarifiydi ki, bu onun en sevdiği tariflerden biriydi.
Bu tarif ile ilgili hikayesi, eski bir dostunun her yıl sonbaharda onu ziyarete geldiği ve birlikte uzun sohbetlere daldıkları, gülüp eğlendikleri günlere dayanıyordu. Her seferinde bu kurabiyeleri yaparlar ve kahkahalarla dolu bir gün geçirirlerdi. Adaa, bu anlamlı anıları takipçileriyle paylaşarak onlara da ilham vermek istiyordu.
Hikayesini tamamladığında, Adaa'nın yüzünde bir gülümseme belirmişti. Yanında duran kurabiyelerden birini alıp bir ısırık aldı. Bu yazı, onun için sadece bir blog yazısı değil, aynı zamanda geçmişin tatlı bir anısıydı.