Ada ve eşi, uzun zamandır şehirden uzakta, doğanın kollarında huzurlu bir tatil yapmayı planlıyorlardı. Sonunda bu hayalleri gerçekleştirmek üzere bir hafta sonu kaçamağı düzenlediler. Yolculukları, yemyeşil ormanların arasından kıvrılan dar yollar ve rengarenk çiçeklerin süslediği patikalarla doluydu.
Varış noktaları olan otel, göl kenarında yer alan, sessiz ve sakin bir yerdi. Otele yerleşir yerleşmez Ada, kendini doğanın huzuruna bıraktı. İkisinin de amacı sadece rahatlamak ve birlikte kaliteli zaman geçirmekti.
Akşamüstü, göl kıyısında yürüyüş yaparken Ada, eşine doğanın güzelliklerinden bahsediyordu. Sessizlikle dolu bu anlarda, birbirlerine olan sevgilerini tazelediler. Yanlarında getirdikleri piknik sepetinden meyveler ve hafif yiyecekler çıkarıp, doğanın tadını doyasıya çıkardılar.
Ada, eşiyle geçirdiği bu güzel anları ölümsüzleştirmek için fotoğraflar çekmeyi de ihmal etmedi. Akşam yemeğinde ise otelin restoranında yerel lezzetlerin tadına baktılar. Günün yorgunluğunu atarken, yaşamın getirdiği stresleri unutarak sadece anın tadını çıkardılar.
Bütün geceyi göl manzaralı terasta geçiren Ada ve eşi, doğanın dinginliğiyle geceyi sonlandırdılar. Bu tatil, onların arasındaki bağı güçlendiren, unutulmaz bir anı olarak hafızalarına kazındı.