Baharın ilk günleriydi ve Celine, uzun zamandır görmediği kuzenleriyle bir araya gelmek için şehir dışındaki aile çiftliğine gitmişti. Çiftlikteki herkes neşeli ve samimiydi, havada ise sıcak bir yaz akşamı esintisine benzer bir his vardı. Celine, rüzgarı arkasına alarak bahçeye yöneldi; burası onun en sevdiği yerdi.

Gün batımını izlemek için verandadaki rahat koltuğa oturdu ve büyüleyici manzaraya daldı. O sırada, yanında oturan kuzeni Alex, "Biliyor musun Celine, burası her yıl biraz daha güzelleşiyor," dedi. Celine gülümsedi, burası onun için her zaman huzurlu bir sığınaktı.

Celine, yanında getirdiği şalı omuzlarına alarak üstünü örtüp manzara karşısında biraz daha kalmak istedi. Ailenin diğer üyeleri de yavaş yavaş verandaya toplanıyordu ve herkes eski hatıralardan konuşmaya başlamıştı bile.

"Hatırlıyor musunuz, geçen sene hep beraber yıldızları izlemiştik," diye ekledi amcası Sam. Gençlerin yüzlerinde birer tebessüm belirdi; bu geceyi tekrar yaşamak için heyecanlanmışlardı.

Gece ilerledikçe, verandadaki sohbet, yerini sakin bir sessizliğe bıraktı. Celine doğanın sesleri arasında, sevdiği insanlarla birlikte olmanın dinginliğiyle huzur buldu. Yıldızlar gökyüzünde parladı, rüzgar ise tatlı bir ninni gibi esmeye devam etti.