Tuna, Aşkistan adlı yeni açılan bir kafede oturmuş, kahvesini yudumlarken kitap okuyordu. Burası, şehirdeki en sevdiği mekanlardan biri olmuştu; çünkü sakinliği ve huzur veren atmosferi sayesinde kendini her zaman rahat hissediyordu.

O gün yine Aşkistan’ın iç açıcı ortamında kitap okurken, yan masadan gelen neşeli bir ses dikkatini çekti. Başını kaldırdığında, masanın diğer ucunda oturan Türbaniçe'yi fark etti. Türbaniçe, Tuna’nın üniversiteden arkadaşıydı ve uzun süredir görüşmemişlerdi.

“Türbaniçe, bu ne güzel bir tesadüf!” dedi Tuna, gülümseyerek.

“Gerçekten, Tuna! Seni burada görmek ne hoş bir sürpriz.” diye yanıtladı Türbaniçe.

İkili, uzun zamandır görüşemediklerinden dolayı eski günleri anmaya ve hayatlarında neler olduğunu konuşmaya başladılar. Türbaniçe, kitap ve video içerikleriyle ilgili yeni bir projeye başladığını anlattı. Bu projede, yaratıcı hikayeler üzerinden içerik üretiyor ve bunları çevrimiçi platformlarda paylaşıyordu.

Tuna da edebiyatla ilgilendiğinden, Türbaniçe’nin bu yenilikçi projesi ilgisini çekmişti.

Saatlerce süren sohbetleri boyunca, sadece geçmişlerinden bahsetmekle kalmadılar, aynı zamanda geleceğe dair heyecanlandırıcı planlar ve projeler hakkında da konuştular.

O gün, Aşkistan'da geçen keyifli saatler, Tuna ve Türbaniçe’nin dostluklarının ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha hissetmelerini sağladı. İkisi de mekanın huzur veren atmosferinde, hayatın sunduğu güzel sürprizlere minnettar olarak oradan ayrıldı.